DEPOLAMA TANKLARI
Depolama tanklarında hedef, ürünün bekleme süresince sıcaklık profilini standart sınırlar içinde tutmaktır. Güneş maruziyeti tank kabuğuna ısı yükü bindirir; bu da iç sıcaklıkta dalgalanmalar ve şartlandırma ekipmanlarında daha sık devreye girme eğilimi doğurur.
Solmera’nın KaWaTech® destekli yüksek yansıtıcılı kaplaması IR ve UV’yi güçlü biçimde geri yansıtarak üst kubbe ve gövdedeki ısınmayı düşürür; sahada yaklaşık 5 ila 20 °C yüzey sıcaklığı düşüşü ve ısı girişinde saatte 150 W/ m² ila 400 W/ m²’ye kadar azalma görülen uygulamalar mevcuttur.
Sonuç olarak içeri taşınan yük azalır; aktif sistemlerde üniteler daha az çalışma eğilimi gösterir, pasif sistemlerde ise gündüz piklerinde sıcaklık artış hızı belirgin şekilde sınırlanır. Kaplama, tank üzerinde dikişsiz ve su geçirimsiz sürekli bir film oluşturur; kaynak dikişleri, flanş ve ankraj çevrelerinde çatlak köprüleme yaparak yağmur/saha sularının yolaklardan içeri girmesini zorlaştırır.
Aynı zamanda nefes alabilen yapısı, içeride oluşabilecek buharın dışarı difüzyonuna izin verirken dışarıdan gelen sıvıları geri çevirir; böylece kabuk katmanlarında nem birikimi kontrol altında tutulur.
Sistem, yangın güvenliği çözümleriyle uyumlu olacak şekilde sisteme anlamlı bir ek yanıcı yük getirmeden çalışır. Uygulama mevcut yüzey üzerine yapılır; kabulde IR ölçümleriyle gün içi yüzey sıcaklığı davranışı ve kaplama sürekliliği kontrol edilerek, tankın sıcaklık ve maruziyet standartlarına uyumu desteklenir.
Endüstriyel tesisleriniz, en değerli yatırımınızdır. Ancak bu yatırım, her gün sessiz ve amansız bir düşmanla savaşır: Korozyon. Halk arasında “paslanma” olarak bilinen bu elektrokimyasal süreç, metal çatılarınızı, çelik tanklarınızı ve taşıyıcı konstrüksiyonlarınızı yavaş yavaş yiyerek hem milyonlarca liralık varlık hasarına hem de onarımı çok daha masraflı olan yapısal güvenlik risklerine yol açar.
Peki, bu sessiz düşmanı nasıl durdurabiliriz? Cevap, tek bir “pas boyasında” değil, doğru adımlarla uygulanan, birbiriyle uyumlu katmanlardan oluşan akıllı bir sistemde yatmaktadır. Korozyon kontrolü için profesyonel yaklaşımın ne olduğunu ve Solmera gibi yeni nesil son kat kaplamaların bu sistemdeki hayati rolünü uzman görüşleriyle ele alıyoruz.
Adım 1: Savaşın Yarısı – Doğru Yüzey Hazırlığı
En iyi kaplama bile, zayıf bir zemine uygulandığında başarısız olmaya mahkumdur. Korozyonla mücadelenin ilk ve en önemli kuralı, yüzeyi pastan, eski boyadan, yağdan ve kirden tamamen arındırmaktır. Endüstriyel uygulamalarda altın standart, ISO 8501-1’e göre SA 2.5 Kumlama yöntemidir. Bu işlem, metali sadece temizlemekle kalmaz, aynı zamanda astarın tutunabileceği mikroskobik bir pürüzlülük (profil) oluşturur. Unutmayın, yüzey hazırlığına harcanan her bir saat, kaplama sisteminizin ömrünü yıllarca uzatır.
Adım 2: Zırhın İlk Katmanı – Epoksi Anti-Korozif Astar
Temizlenmiş metal yüzeyin korozyona karşı ilk savunma hattı, yüksek performanslı bir anti-korozif astardır. Bu katmanın görevi, pası “örtmek” değil, kimyasal olarak durdurmaktır.
Neden Epoksi? İki bileşenli epoksi astarlar, metale olağanüstü bir yapışma (aderans) gücü sunar. Kuruduklarında, metali oksijen ve sudan tamamen izole eden, son derece sert ve gözeneksiz bir bariyer oluştururlar. İçerdikleri aktif anti-korozif pigmentler (çinko fosfat gibi), paslanma reaksiyonunu kimyasal olarak engeller.
Ancak epoksi astarların da bir zayıf noktası vardır: UV ışınlarına karşı aşırı dayanıksızdırlar. Güneş altında bırakılırlarsa tebeşirlenir, kırılganlaşır ve koruyucu özelliklerini hızla yitirirler. İşte bu noktada, sistemin son ve en akıllı katmanı devreye girer.
Adım 3: Dış Dünya Kalkanı – Solmera Esnek Son Kat Kaplama
Epoksi astar, metali pastan korur; Solmera ise epoksi astarı dünyadan korur. Solmera, bu sistemin son katı olarak üç hayati görevi yerine getirir:
UV ve Hava Koşulları Koruması: %99.8 UV engelleme oranıyla, alttaki hassas epoksi astarı güneşin yıpratıcı etkisinden tamamen korur. Yağmur, don ve endüstriyel kirliliğe karşı ilk savunma hattını oluşturur.
Esneklik ve Çatlak Köprüleme: Metal yapılar, gün içindeki sıcaklık değişimleriyle sürekli genleşir ve büzülür. Sert ve rijit olan epoksi astar bu hareketlere uyum sağlayamazken, Solmera’nın -10°C’de bile 1.5 mm’ye varan çatlak köprüleme yeteneği, bu termal hareketleri absorbe eder. Bu esneklik, sistemin zamanla çatlayıp koruyuculuğunu yitirmesini engeller.
Ek Faydalar (Isı Yalıtımı): Standart son kat boyaların aksine, Solmera’nın IR yansıtma özelliği olan ürünleri, metal yüzeyi serin tutar. Bu, sadece enerji tasarrufu sağlamakla kalmaz, aynı zamanda aşırı genleşmeyi azaltarak sistemin ömrüne de katkıda bulunur.
Sonuç:
Endüstriyel tesislerde korozyon kontrolü, tek bir ürünle değil, birbiriyle mükemmel uyum içinde çalışan bir sistemle mümkündür. Doğru yüzey hazırlığı, yüksek performanslı bir epoksi astar ve Solmera gibi UV dayanımlı, esnek ve akıllı bir son kat kaplama birleştiğinde, varlıklarınızı yıllarca güvence altına alan, bakım maliyetlerinizi düşüren ve tesisinizin değerini koruyan kalıcı bir çözüm ortaya çıkar.
Aynı zamanda Green Deal (Yeşil Mutabakat) tarafından da Karbon Ayak İzi azaltmada kabul gören teknolojilerden biridir. Proje toplam tutarına ve sağladığı fayda kapsamına göre AB tarafından projenin belli bir oranı teşvik kapsamında desteklenebilmektedir.
Tesisinizdeki korozyon riskleri hakkında daha fazla bilgi almak ve size özel bir koruma sistemi projelendirmek için keşif ve analiz hizmetimizden yararlanın.

